Bu blog'ta yazılanların her hakkı yazarın kendisine aittir. Kaynak gösterilmeden ve izni olmadan hiçbir yerde yayınlanamaz.

BALODAKİ DAVETLİLER

Popüler Yayınlar

31 Ağustos 2010 Salı

Otomatik Portakal, Robot Elma, Uzaktan Kumandalı Karpuz

Otomatik Portakal ne demek yaa?

Biri bana açıklar mı lütfen?

"A Clockwork Orange" Vuuu evet exantrik, new-age ve havalı bi isim, eyvallah. Peki anlamı?

Şöyle mi? Orange insanı temsil ediyor. Clockwork de saat gibi tıkır tıkır çalışan, kusursuz işleyen anlamında, yani erör vermeden işleyen, çalışan, davranan insan gibisinden mi? Benim yaklaşımım bu şekilde oldu.



Filmdeki dekoratif eşyalara bayıldım... (Herkeste böyle midir bilmiyorum ama ayrıntılar çok etkiliyor beni) Özellikle çıplak kadının köprü kurmuş hali biçimindeki beyaz sehpalar çok orijinaldi. (Ve estetik) Sonra aslında duvarlardaki 'müstehcen' resimler de ilginçti... Yani filmin konusu ilginç evet, ama sadece konusu değil; filmin kendine has 'mobilyaları'? ve tabloları falan var... Ve ayrıca sapık-yasadışı işler yapan errrr suçlumuz Alex'in iflah olmaz bir Beethoven hayranı olması da hoş bir ayrıntıydı. Gerçi filmin ilerleyen kısımlarında baya önemli bir ayrıntı olduğu ortaya çıkıyor. Hey gidi Stanley Kubrick!

İşteee şu yandaki gibi sehpalar. (Burada pek net anlaşılmıyor ama, bi fikir veriyor) Sonra bir de daha da ilginci; muhtemelen alkollü olan içeceklerini gene bu çeşit bir kadın heykelinin/cansız mankenin göğsünden 'sağıyorlardı'? O biraz fazla tuhaftı tabi.(/biraz rahatsız edici-tuhaf)

Duvarlara astıkları tabloları da google images'de arattım ama maalesef bulamadım. Hoş, zaten buraya koysaydım, bu blogu da "Dikkat! 18 yaşından küçükler derhal buradan uzaklaşsınlar!" tarzı bir ibareyle açılan bloglar kısmına dahil etmem gerekirdi. Aslında, bu uyarı zaten saçma da.. (Şöyle ki; 14 yaşında olsam, karşıma böyle bir uyarı çıksa, aa bana göre değilmiş aman hemen kapatıveriyim, deme ihtimalim bi hayli düşük olur diye düşünüyorum)
 İşte aşağıda. Orijinal sehpaların bir resmi daha:



Bu filmdeki Alex'in annesi de çılgın kadının tekiydi... Renkli renkli peruklar falan. Tek normal olan babasıydı herhalde. :))

Benim en sevdiğim kısımlardan biri ise sonlara doğru; Alex hastanede yatarken hükümet görevlisi ona yemek yediriyor ve bu sırada da onu, kendi politik amaçları doğrultusunda, istediklerini söylemeye, sanki gerçekten dostlarmışçasına bir tavırla ikna etmeye çalışıyordu. Alex de durmadan 3 yaşında çocuk edasıyla ağzını şapırdatarak açıyor ve hükümet görevlisinin onu 'beslemesini' bekliyordu. Hükümet görevlisi tam gene konuşmasında önemli bir kısma geliyor, Alex yeniden ağzını şapırdatarak açıyordu. (Ve o sırada çok şirindi! :))


Sıradaki izleyeceğim film... Mmmm... Belki Lolita olabilir. Ama emin değilim. Chicago müzikalı de olabilir; Cathrine Zeta Jones'çuğumun -ki çok beğenirdim kendisini- kendini ev kadınlığı ve biricik kocacığı ve çoluğa çocuğa adamadan önceki halleri. Lanet olası Cathrine bana şimdi Orion'ı hatırlattı. Şöyle; Orion benden 9 yaş büyük. Ve işte arada lafı falan geçmişti,; Cathrine'le de Michael Douglas'ın arasında baya yaş farkı falan var ya işte öyle bir şeyler...

Sıradaki şarkı sevdiğim o kişiye gitsin..

Sıradaki şarkı arkada bıraktığıma...

(This one goes out to the one I love
This one goes out to the one I left behind...
...F-i-i-i-i-i-i-i-i-r-e!...)

-R.E.M.

Orion lütfen aklıma gelip durma. Aklıma geleceğine kapıma gel.

(Get out of my dreams, get into my car, BABY! -Billy Ocean'ın bir şarkısı :))

Dün ailecek dolandık, alışveriş merkezleri vs. Kardeşimin takım arkadaşının annesi bana fal baktı; kına gecesi gördü. :D Evlenip Amerika'ya gidecekmişim. (Çünkü Amerika kıtasını da gördü. Vay be.) Orion'la yeniden karşılaşsam, keşke keşke keşkeee...

4 yorum:

  1. Bir deyimdir.
    Queer as a clock work orange ; Türlü garipliklere sahip , akıl almaz kişi.

    YanıtlaSil
  2. O zaman 'cuk oturmuş' bu isim. Teşekkür ederim. :)

    YanıtlaSil
  3. öğrenim düzeyi yüksek insanların suça ve klasik müziğe yatkınlığı bilinen bir şey. dekorlar yaratıcı gerçekten.

    izleyici olmadığımı fark ettim. katıldım kulübe.

    YanıtlaSil
  4. öğrenim düzeyi yüksek insanların suça yatkınlığını bilemiyorum -böyle bir şey olup olmadığını-; ama suç işledikleri zaman ustaca işlemeye yatkın olmaları doğal herhalde; daha iyi planlayacakları için, belki de.

    Otomatik Portakal'daki Alex ise "üf tv'de de ilginç bir şey yok,bütün gün canım sıkıldı, gidip suç işleyeyim bari bizim çocukları da alıp" diyen bir tipti adeta..

    neyse... hoşgeldiniz. :)

    YanıtlaSil