Bir kazanova'ya aşık olmak? Hiç aklımda yoktu. Ama dans ederken çok etkilendim. Salak mıyım neyim ben de. Kezban Baby Jeans. İki gözünün içine baktı, iki elinden tuttu diye, tut sen aşık ol adama. Hayatında ilk gördüğün erkek o mu?... Bırak allasen yaaa, çok işim var benim sesinle Baby Jeans, lanet olsun yani sana. Şarkı ise muhteşeeeemmmmdiiii.....Nakaratında mon amour geçen biraz hareketli bi Fransızca şarkı; tutkulu; inanılmaz tatlı bi kadın sesi söylüyor. Ama 8 Femmes'in soundtrack'i olan Mon Amour Mon Ami değil; bu şarkı da yine o gece, daha sonra çalmıştı gerçi.
Of of... Ah...
Geleceğini bile tahmin etmiyordum aslında. Sonra mekanda birden pat diye bir kız belirdi ve bu gerizekalı onunla sarmaş dolaş oldu. Kızı ise eski öğrencim, eski sevgilim diye tanıştırdı. WHAT THE HELL?!?!? oldum ben. Sonra da canı cehenneme deyip arkadaşlarımla dans etmeye devam ettim. Zaten o sırada Fransız çocuk beni sahneye çekti aldı, oturmak yokkk Baby Jeaaans diyerek, baktı mı gördü mü bilmiyorum ama baktıysa gördüyse de oh olsun ki ben de Fransız çocukla dans ettim. :p Sonra bi ara yanıma geldi. O bakışlar. O hiç bir şey demeden çapkın bakışlar; ben bi babamda görmüştüm bu bakışları, bi o aşık olduğum asistanda; bir de bunda. Karadeniz erkeklerine has bir şey olsa gerek. Çok fena çok fena...Çok tehlikeli benim için. Lazca biliyor olması, Karadeniz sevgisi ve her şey babamı hatırlatıyor. Bir erkek babamı hatırlatıyorsa orada tehlike var demektir. Aşık olma sınırında; kıldan ince bir köprüde aşağı düşmemek için yürüyorum düşersem yanacağım demektir.
Veee evet, geldi; ve dedi ki "Eeee...şey..." -utangaç bir tavır- "Başka şeylerle ilgilenmek zorunda kaldığım için özür dilerim....." -utangaç ve muzur bi tavır-. Ben de gülümseyerek önemli değil, dedim. Ne önemli değil'i? Üf kızım salak mısın? Öl, geber, desene! DE RAHATLA YANİ! =)) Kız yalnız harbi çirkindi. O yüzden bi bakıma da çoook rahattım. Ulan dedim, bula bula bunu mu buldun beni kıskandıracak. Yataktan kalkmış halimle bile 15000 kat daha güzelim yollu kılıklıdan. :p:P Neeese....
Sonra nasıl oldu bilmiyorum birdenbire dans ediyorduk.... Sonra dans ederken el ele tutuştuğumuzu parmaklarımızın böyle birbiri içine geçtiğini sonra da biraz daha yakın dans ettiğimizi fark ettim. Her şey büyülü gibiydi ama ben çok heyecanlıydım. Salsa gibi biraz hareketli biraz da romantik bir danstı. Ben sanırım çok heyecanlandım ve adımlarımı falan şaşırdım, evet bunu fark ettim. O kadar utandım ki yüzüne bakamadım. Ama o sürekli bana bakıyor ve gülümsüyordu. Upuzun boyu, gülümseyen çehresiyle karşımda, çok, çok yakınımda, belki bir nefes uzakta ve elleri ellerimdeydi.... Tanrım, nasıl bir his... Anlatamam. Yalnız ben nasıl o kadar cüretkardım o gece, bilmiyorum. Hiç anlamadım. Yani o benim kurs hocam ve siz diye hitap ettiğim biriydi normalde.
Sonra, gecenin sonunda daha slow parçalar çalarken de bi yabancı arkadaşı dansa kaldırdı. Ondan da güzelim, o yüzden hiç de o kadar kıskanmadım :p Ama sonuçta onu kaldırdı ve ben oturuyordum. Çok sinir oldum. Fakat bir şekilde beni kıskandırmak için yaptığı duygusuna kapıldım. Pis, pis pis çapkın. WOMANIZER!!! :D
Artık ona soğuk davranacağım... Bu arada bu olaylardan 2 gün sonra da sabah beni telefonla aradı, onun doğum günüydü, ama çok başı ağrıyormuş, dersi iptal edelim mi falan diye sordu; doğum gününü kutladım sohbete çok istekli bi hali tavrı vardı. Ufak şeylere anlam yüklememek lazım ama ben biraz da beni aramak için bahane ettiğini düşündüm...
Bazen çok tatlı oluyor...
Of of...
OF!!!
Sonra da gördüm onu, dün gördüm. Grup halinde sohbet falan da ettik. Derste bazen defterime çiçek, kelebek, vb. şeyler çiziyorum sürekli onlara laf ediyor (şirin şirin) Bu sefer de 0.5 ucum bitti böhüh yazmıştım defterin kenarına ona güldü. Ne bileyim, benimle ilgilendiğini düşünüyorum... Ama ne şekilde, ne hislerle bilmiyorum... Derste çok masum gözüküyordunuz, ne yere bakan yürek yakanmışsınız meğer, dedim. :p :)))
Bu arada genç. 30dan genç ama 30a yakın. Öyle yaşlı bi tip canlanmasın kafanızda... Bir tane daha yollu kılıklı var adamın etrafında; o da kurstan. Salak sarışının teki.
Ayrıca bi de hoca olan bi arkadaşı var; benimkinin ondan hoşlandığını düşünmüyorum ama çok samimiler. Yani kanka falan da olabilirler ama halinden tavrından sanki kadın bundan hoşlanıyor olabilirmiş gibime geliyor.
Rüyamda kurstan en yakın arkadaşım olan Tina'yı gördüm; bir gemi gibi bir şeye biniyordum, o da kolumdan tutuyordu, atlamam gerekmiş; hani vapur yanaşır da vapura atlarsın ya; bir nevi onun gibi; Tina diyorum çok tehlikeli geçmeyim ben bu tarafa bırak kolumu yardım etme... O tarafta da işte benimki; kod adı SiyahBeyaz olsun, SiyahBeyaz ve işte o arkadaşı olan kadın öğretmen varmış.... Rahatsız edici bir rüyaydı. Sanırım bilinçaltımdan bu adamdan hayır gelmeyeceğini; ya da bi şekilde kadın hocanın bu adama aşık olduğunu vs. düşündüm. Çok samimiler ve bu beni rahatsız ediyor. Allahtan kadın hoca çirkin ama. :p
Bu arada bu kursun yapıldığı yerde benim de ders verme durumum doğdu; başka bi konuda tabii. Sahibiyle falan görüştüm. Belki de uzun süre bu SiyahBeyaz'ı göreceğim, ha? Belki de görmeyeceğim. Belki de görmesem daha iyi.
Aklım karışık.
Bir şeyler söyleyin...
N'apmalıyım?
Benim çok genç yaşta master yapıyor olmam, yabancı dil bilgim vb. şeylerle ilgili hep takdir edici yorumları oluyor; yani aslında beğendiğini düşünüyorum beni ama...
OOOFFFF..
Onun için "bir tane daha" "herhangi bir kız" olmamak için... Napmak lazım, bilmiyorum hiç. Sanırım kendimi çekmeliyim. Ve belki de o doğru kişi de değildir; çünkü edebiyat, felsefe, hoşlanılan müzik vb konularda çok da ortak ilgi alanlarımız olduğunu pek sanmıyorum. Ama genel hali tavrı çok sempatik çok tatlı, hem de erkeksi geliyor bana....
"To be fond of dancing is a certain
step towards falling in love."
Jane Austen ~ Pride and Prejudice