Bu blog'ta yazılanların her hakkı yazarın kendisine aittir. Kaynak gösterilmeden ve izni olmadan hiçbir yerde yayınlanamaz.

BALODAKİ DAVETLİLER

Popüler Yayınlar

16 Ekim 2010 Cumartesi

Singing in the Rain, Harika bir Toplantı Sonrası, La vie est belle!

Başka bir yağmur buldum!!! Başka bir yağmurdan geliyorum; ama saçlarım kuru & çok mutluyum!!!

I'm singing in the rain
Just singing in the rain

What a glorious feeling

I'm happy again...






Bugün harika bir gün geçirdim. Gittiğimiz Princess-Castle şehrinde oradaki gençlerle gerçekleştirdiğimiz aktiviteler süperdi. Ben ara ara tercümanlık yaptım; bir tane projenin de kısa sunumunu. İtalyan kız Za fotoğraflarımı çekti. Yeni insanlarla tanıştım; yeni sohbetler; ve bol kahkaha bol eğlence. Bizim ofisteki yabancılarla da kaynaşmak için iyi bir fırsattı. Fransızlara bayılıyorum. Her fırsatta onlarla Fransızca konuşuyorum ve aksanıma bayıldılar! Çok şekermiş. Şeker demeleri kötü bir şey tabii; demek ki kelimeleri bozuk telaffuz ediyorum :p Ama o R'ler; yani onları söyleyebilmek; başlı başına bir sanat zaten! Ayrıca Fransızlar ukalalıklarıyla ün yapmış bir millet ama bizim buradakiler baya mütevazi, kendi halinde, şirin-şeker insanlar, çok şükür. :D (Ama ufak şehirlerden geliyorlar. Bilmiyorum belki Paris'ten gelseler hepsi burnu havada yürüyor ve her lafa bir sarkastik cevap buluyor; sigara dumanını da ukalalıktan suratına üflüyor olurdu:P:p -Yok artık!! :)) Fransız oğlan Lo-is'in gerçekleştirmeyi planladığı projeye ise BAYILDIM! Umarım yer alabilirim. Za ile iyice kanka olduk, hep yanyana oturduk, çay molasında beraberdik vs. Onu ofiste ilk gördüğümde çok sıkıcı bir tip gibi gelmişti ama sonradan çok sevdim. Bazen öyle olur bana; ilk hiç hoşlanmam sonra feci iyi arkadaş olurum :)

Şimdi size bazı Fransız fotolar göstereceğim; şimdilik seçtiklerim:










Sorum ise: Hangisi favoriniz & neden? :) Ayrıca kıyafetler hakkında da yorum yapmakta serbestsiniz... :)

Bu arada sırf bu Fransız kadınların sigara içişi yüzünden sigaraya başlayacağım!!! O nasıl bir sigara tutuştur o o bileği nasıl zarif, nasıl kırılgan, nasıl estetik, nasıl erotik büküştür öyle? Bir de dumanı üflemeleri vardır ki; buna filmlerde bolca şahit olursunuz; öldürür adamı! 

Fransız kızların; daha doğrusu güzel olanlarının; zira bizim ofistekilerin hiçbiri güzel değil :p; yüzlerinde bir Rus bir İskandinav bir başka milletten birinde bulunmayan bir anlam oluyor; gözlerindeki poetik bakış mı desem; böyle bir narin hava mı desem; ne desem...ZARAFET. Evet. En çok bu huylarını seviyorum :)

Veee...Fransa'dan yeni gelen misafirimiz

Boşnak asıllı Ne-la. Boşnak olduğu o kadar belli ki... Nereden belli diyeceksin; bi kere tavırları, yaklaşımı, davranışı, her bir şeyi inanılmaz hümanist, sevecen, bir sevgi dolu, bir sıcak ne bileyim... Yakın bi millet ya Bosnalılar bize; kan çekiyor, hissediyorsun sanki. O en sıcak Fransız'da bile bulamadığın yakınlığı, duyguyu bunda buluyorsun. Ne-la, ben ve bir de Türk çocuk Rus kızlar hakkında bir hayli konuştuk. Aslında Avrupa'da hemen herkes aynı şeyi düşünüyor Russian girls hakkında. Daha önce de aynı fikirleri duymuştum. Neyi mi düşünüyorlar? Avrupa ülkelerine hali vakti yerinde birer koca bulmak için geldiklerini tabi ki de! Ayrıca Ne-la ile Rusların 'seduction' (baştan çıkarma) konusunda ne kadar profesyonel olduklarını da konuştuk. Türk çocuk da hak verdi; küçüklükten böyle yetişiyorlar; hatta anneleri öğretiyor, bir erkek nasıl 'please'edilir (memnun  edilir -cinsel anlamda değil tabi ki kastım. Her anlamda :p)



 Ayrıca Rusların ne kadar pozcu olduklarından; kız arkadaşlarının yanında farklı, erkekler geldiğinde ise daha farklı davranıp rol kestiklerinden, sinsi olduklarından ve erkeklerin yanında bilgilerini, zekalarını saklayıp sessiz ve seksi havalara büründüklerinden bahsettik. Ben de Antalya'da gözlemlediğim Rus'ların taklidini yaptım; öğlen yemeğinde bile asortik kıyafetler giymiş bir şekilde, tabaklarına yemek aldıktan sonra podyumdaymış da spot ışıklarının hepsi üzerinde fokuslanmışçasına edalarla yürüdüklerinden bahsettim;ve yemeklerini dudaklar kışkırtıcı bir şekilde büzülmüş, gözler çok erotik dakikalar geçiriyormuşçasına süzülmüş; ve bir yandan da etraftakiler ona bakıyor mu diye kontrol edişlerini taklit ettim :p İşte böyleler. Sinsiler! :) (Yılan gibiler :p)

Masum görünüş sizi yanıltmasın!
Ruslarla ilgili merak ettiğim bir konu var aslında; ve bunu özellikle erkeklere sormak isterim. Şimdi Türk erkeklerinin bakire kız takıntısı malum; peki, Ruslara gelince bu takıntı nasıl oluyor da birden yok oluveriyor ve bu erkekler daha önce 1897198374 erkekle sevişmiş olan bir Rus hatuna nikah kıyabiliyor? Başka zaman olsa, sevdiği kızı bırakır bile, "abi kız bakire değilmiş!" hesabı. (Eğitimli, modern yetişmiş olanlarda bu derece olmayabilir ama, dürüst olalım; çoğu erkekte var!) Yani bu Ruslar büyü mü yapıyor n'apıyor, allem ediyor kallem ediyor; kendileriyle ilişkiye bir macera diye başlamış adamları bile kendileriyle evlendirttirebiliyor! Ki çoğu öyle, az biraz takılırım diye başlıyor, sonra kendini birden evli bir adam olarak buluyor! Evet işte bu, gerçekten irdelenip düşünülesi bir konu...

6 yorum:

  1. dolce vita ha :)
    ne güzel, keyfin yerinde:)
    bu arada galiba erkek okuyucuları çekmek istiyorsun bloguna. isveç, fransız , rus. :)

    üstten ikinci elbette. charlotte. entelektüel, sanatçı ve duyarlı, hatta komik olduğu için.

    eh öyle parizien havası var onlarda. ne de aşk ve sanat havası var fransızlarda.

    o rus arkadaş, ruslar hakkında biraz olumsuz düşüncelere sahip sanırım. kültürleri farklı sadece.
    romenlerden sonra avrupanın en sadık kadınları ruslar.

    türkiyede artık bakire kadın arayan erkek mi kaldı.

    günümüzde türkiyede hamilelik yaşı 18'den 15'e inmeye başladı üç büyük şehrimizde.

    amerikada ise 12'ydi. 9'a iniyor. bu bir gerçek.

    ve türkiyede artık çok genç yaşta, çocuk doğurmak için evlenip, boşanan, ve çalışmadan nafaka ile geçinmeye çalışan bir dolu genç kız var üç büyük şehrimizde.

    rus kızları amerikalıları tercih ediyor. ikinci tercihleri ise ingiliz. üçüncü tercihleri yok.

    amerikalı erkekler ile rus kızlarını evlendiren bir dolu şirket var.

    bakirelik mi kaldı artık. o şekilcilik kalmadı artık kırsal hariç.

    YanıtlaSil
  2. benim sorduğum türkiye'de bekarete önem verilip verilmediği değildi aslında; ve bu konuda sizin fikrinizin 100'de 1'i bile belki temsil etmediğini düşünüyorum; ben 'düşünmüyorum' aslında; anketler ve araştırmalar da gösteriyor. benim sorduğum buna önem veren bir erkeğin rus görünce nasıl birden rota değiştirebildiğiydi. yoksa bekaretin hala, müslüman bir ülke olan türkiye'de önem taşıdığı ve erkeklerin çoğunluğu için (istanbul/izmir'deki avrupalılaşmış çok küçük bir azınlıktan bahsetmiyorum burada) olmazsa olmaz kriterlerden biri olduğu ortada. (ki bu pek çok köşe yazarınca da değinilmiş bir konudur zaten.)

    Rusların sadakatiyle ilgili bir şey demedim; sadece para düşkünü olmaları, 'koca avı'na çıkmaları ve rol yapmalarıyla ilgili yorumlardı; ki bunu pek çok avrupalı arkadaştan da duydum zaten.

    Bu arada, bir şey demedim ama; sadakatsizliklerine ilişkin de Rusya'da çalışmış mühendis arkadaşlarımdan hikayeler dinlemedim değil; erkek başka ülkeye gittiğinde one night stand yaşaması ve bunu rahatça ifade/itiraf etmesi vb. gibi. romenlerden sonra 'en sadık'; çok iddialı bir laf. işlerine geldiği sürece sadıklar belki de...
    ---
    türkiye'de üç büyük şehirdeki hamilelik yaşını hangi kaynaktaki bilgilere dayandırdınız?

    amerika'da ise bu yaşın gittikçe düşmesini nasıl yorumluyorsunuz? normal bir şey mi sizce?

    YanıtlaSil
  3. bunlar kişisel düşüncelerim değil.

    müslüman kesimde halen değer veriliyor doğru. müslüman kesim de türkiyede genelde yüzde 70'i oluşturur. bu da doğru. ancak, zaten üç büyük şehirden söz etmiştim. net kullanan insanlar, blog, face vb. genelde muhafazakar değiller, bir de bu var. anketler, araştırmalar, muhafakar kesimle demokrat diyelim kesimin farklı yanıtlar verdiğini gösteriyor.

    türk erkeğinin, rus görünce rota değiştirmesi, aslında çevresel, türkle evlenirse farklı bakılacak, rusla evlenirse farklı. elbette çifte standart. ama rusla evlenince, eleştiri çok olmayacağı için olabilir.

    muhafazakar türk erkeği için diyebiliriz. ama zaten blog ortamında yanıt verecek erkekler genelde o kesimden değil.

    ruslar, avrupalılar, türkler, kültürler farklı sadece.kuzey avrupa ve diyelim almanlar, tatillere bile farklı eşlerle çıkabiliyor, evliler bile.

    üç büyük şehirde hamilelik yaşı, evlilik yaşı, bekaret yaşı, bunları aldığım kaynakları yayınlarım burada daha sonra. çeşitli istatistikler.

    amerikada, yaşın düşmesi, yine oradaki gençlerin yaşamı ile ilgili. uyuşturucu ve seks yaşının düşmesi ile ilgili. elbette 9 yaşında, 12 yaşında hamilelik doğal değil. işsizlik de etken. kızlar, böyle bir formül buluyor, elbette bilinçsizce.

    normal veya anormal diyemem. sadece bu bir gerçek. ergenlerin çocuk doğurması sakıncalı, ancak, amerikada devlet, evli olmayan çiftlerde bile, kadını koruyor.

    boşanmış bir genç kız, çocuk başına 500 dolar alıyor hukuk sayesinde eski eşinden.

    doğrular, yanlışlar, yaşamla değişiyor.

    YanıtlaSil
  4. altıncı ve dokuzuncu resimdekiler sanırım. hep bir çocuksu hava taşıyan resimler bunlar.Neşeli ve asortik.

    Bloga ne zaman girsem yenilenmiş buluyorum.Bu halini beğendim ama, güzel olmuş.

    Ayrıca blogun döndüğü konular da senin günlük yaşamının yanında kadınların fiziksel ve duygusal yanlarına da değinmeye başlamış.E güzel olmuş, değişik bir hava katmış.

    Ve evet ya, seni böyle keyifli görmek çok güzel !

    Rus kadınların başka ülkelerde nasıl görüldüğü hakkında pek bir bilgim yoktu, aydınlatmış oldun.Çok fazla fark yokmuş burasıyla.Ama soğuk tipler ya, ben iskandinav yarım adasındakileri ve rus kızlarını pek hoş bulmuyorum.Akdeniz kadını dururken bu buzdan kraliçelere gitme çabası tamamen hormonal azgınlıklarına bağlı heralde.Paylaşacakları, birlikte konuşabilecekleri bir şey olmayan kadınlarla takılmak neden hoşlarına gidiyor ki.Neyse.

    Şirin bir aksan :D ben ingilizceyi ingiliz aksanıyla öğrenmeye başladım çünkü orada doğdum, bir süre kaldım falan.Ama sonradan Türkiye'de amerikan filmlerini falan izleye izleye yerini amerikan aksanına bıraktı.Bilemiyorum, aksanın neresi şirin olabilir. Sanırım, bazı almanların ingilizcesi çok tatlı olabiliyor.Onun dışında Uzak doğu'dakilerin ingilizcesi kulak tırmalayıcı cinsten, hiç sevmiyorum.

    Bakire olması veya olmaması. Hıım bu çok derin bir konu, yani biz kendi çevremize göre yanıtlarsak çok büyük hata yapmış oluruz çünkü Türkiye sadece büyük şehirlerden ibaret değil.Hala doğuda kız çocukları büyük bir toplumsal baskı içindeler.

    Artık erkeklerin buna çok fazla önem verdiklerini sanmıyorum.En azından büyük yerleşim yerlerinde.

    kendine iyi bak canısı ^^
    öptüm *

    YanıtlaSil
  5. benim favorim 5, çok karakteristik bir yüz, ifadesi kuvvetli bakışlar gördüm ben:)
    sigara light olmalıymış bir de, bildiğim kadarıyla :p
    diğer konularda az çok bilgim var ama yine de yazacak kadar değerli bulmadım:):)
    fakat şunu biliyorum ki her erkek sevdiği-evleneceği veya amiyane tabirle yatacağı kadının ilki olmayı istiyor... bu büyük şehir fark etmiyor. çooook nadir istisnalar var ama yani binde bir!
    sevgiler beybi,
    öperim**

    YanıtlaSil
  6. @Hazal Bence de Rus'lar çok donuklar; çok hissiz duruyorlar. Sıcaklık, sevecenlik anlamlı bakan bir çift göz yok; sadece seksapal var. Komiklik, şirinlik, çocuksuluk; bunlar zaten yok. Hiç 'şirin' rus görmedim mesela. Hiç gerçekten çok cana yakın, çok arkadaş canlısı, çok içten Rus da görmedim. Ama fenalar. Çok!

    Yeni stilimi beğendiğine sevindim :)

    @Ayris Ben de 5.'yi ayrı beğendim. Çok, aşık olunacak bir kadın bence. Suratından anlam akıyor resmen. :))

    YanıtlaSil