Bu blog'ta yazılanların her hakkı yazarın kendisine aittir. Kaynak gösterilmeden ve izni olmadan hiçbir yerde yayınlanamaz.

BALODAKİ DAVETLİLER

Popüler Yayınlar

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Mükemmel Erkek Yoktur Mükemmel Rolü Yapan Erkek Vardır

Almeida'da bu kadar mutlu olacağımı hiç ama hiç tahmin edemezdim. Sürekli arabaların plakalarına bakıyorum ve Almeida'ya ait plakaları görmek mutlu ediyor beni; bi tanesi farklı çıkarsa biraz telaşlanıyorum, hemen başkasına bakıyorum; bakıyorum Almeida; yoluma devam ediyorum... :)

Ben buraya bir denizi bırakıp geldim... Bir okyanusu da bırakabilirmişim...

Bugün Im Juli'yi izlediğim arkadaşımla buluştum (Armando'yla). Bir şeyler içtik (Ben milkshake;  o kokteyller falan bir şeyler)  Armando benim tüm 'aşkitolarımı' bilir. Yani, neredeyse üniversite 1. sınıftan beri, şu ana kadar; acaba dediğim, bi şans verdiğim; bi yemeğe çıktığım vb. kişileri. Ki genelde de 'aşkito' noktasında bırakıyorum 4,5 senedir. Çoook uzun zaman. Orion'dan beri hiç 'aşkım' olmadı, kimseye aşkım demedim. Sonra ben dedim ki; Armando, Orion karşımda 5 DAKİKA otursun, sadece 5 DAKİKA göreyim onu; ömrümden 5 YIL gitsin!.. Face'ten ekle, senden bi sinyal gitmesi lazım, dedi.(Aslında zaten ekliydi; ama o hikayeyi sonra anlatırım)

Armando şöyle dedi bana; ve bu akşam söylediği en güzel cümleydi; "Mükemmel erkek yoktur B.J., mükemmel rolü yapan erkek vardır..."

Ve bir de bir arkadaşının  cümlesini söyledi; Edward'ın; "'Doğru erkek' sevişmeye kemerini çözerek değil, kızın tokasını çözerek başlar" gibisinden bir söz... Edward, kısa boylu olmakla beraber, sarışın ve mavimsi-yeşilimsi gözlü, böyle yakışıklı suratlı falan, entellektüelitesi yüksek, çok okur, iflah olmaz bir sinemasever, bütün filozoflarını, laflarını falan filan bilir bi tip. Daha önce bi konserde karşılaştığımızda (o zaman mimar&avare bi aşkitom vardı, aklım ondaydı; daha doğrusu beni deli ediyordu) ben ona gülümsemişim ve sonra hakkımda "Ne kadar tatlı, hele bir gülümsemesi var; sanki güneş doğuyor, insanın içinin yağları eriyor" gibisinden bi laf etmiş. "Yaa keşke Almeida'da yaşasaydı", diye de eklemiş. O zaman ben Isadora'dayım tabi. Daha sonra tekrar karşılaştık Armando'larda, ve tabi aşırı dingin bi insan gibi gelmişti. Benim de biraz şımarık bi günümdeydi, ya da işte öyle... Pek bir diyalog falan olmadı yani... Ama bugün dedim; Armando, bak benim renkli göz, sarı saç fetişim var! Yeniden karşılaştır bari bizi... Bakalım, belki tekrar görürüm Edward'ı. Ama gene de kısa boylu olması kötü işte :(

Orion'u mu sevdim? Yoksa onun beni sevme tarzını mı... Sanırım daha çok ikincisini. (Back to Orion evet. Bu günlükte bütün cümleler eninde sonunda Orion'a çıkar; tıpkı İstanbul'da bütün sokakların denize çıkması gibi. :)) Orion'la yeniden görüşsem büyük ihtimal hiçbir şey olmayacak. Çünkü aradan çok zaman geçti. Ve bir de yeniden görüştüğümüzde yeni taşıyan insanlar gibi olmayacağız sonuçta; ve üzerimizde bir baskı olacak; bir "yine yürümeyecek" korkusu, çok samimi olamayacağız belki vs vs vs...

Orion'la görüşmekten beklentim nedir? Onu da tam bilmiyorum. Bilinmezlikler içerisinde bildiğim tek şey, içimde onu yeniden görmek için tarifsiz bir istek olduğu. Ve başka insanlarla görüşmek bu isteği azaltmıyor. En sonunda gene Orion'ı sayıklarken buluyorum kendimi. Ya da belki şu ana kadar hiçkimsenin gerçekten Orion kadar iyi olmamasıyla bağlantılı. Bu da demektir ki, yeterince iyi birisi olduğunda Orion'ı görmek istemeyeceğim?

Orion biraz bu tarz bi tip işte. 1.84 boylarında; atletik sayılabilecek, yeşil gözlü, kumral saçlı, hafif yamuk bi burun (resimdeki gibi), böyle...derin bakan gözler falan. (gözleri söylemiştim değil mi? :)) Sevgili Gerard'çığımı da çok severim. Onu da burdan öpüyorum :)

 All of my life where have you been? I wonder if I'll ever see you again?...*

xoxo

Orion's Girl

 *Again -Lenny Kravitz

1 yorum:

  1. yok öyle 5 dk. için 5 yıl.
    :)

    armando da filozofmuş.
    söyledikleri de doğru.
    mükemmel insan yok demeli.
    (orion dışında tebi).
    :)

    yine neşeli giderken orion çıkmazına giriyo yazı.
    :)

    böyle böyle bi zaman o da çözelir.
    :)

    butler'a sözümüz yok.
    :)

    YanıtlaSil