Bu blog'ta yazılanların her hakkı yazarın kendisine aittir. Kaynak gösterilmeden ve izni olmadan hiçbir yerde yayınlanamaz.

BALODAKİ DAVETLİLER

Popüler Yayınlar

19 Mayıs 2011 Perşembe

İsmi HOPE Olan Bir Kasabaya Gitmek İstiyorum

Yer: Anneannemin evi
Konum: Balkonun kenarındaki eski tip (neredeyse antika) koltuk
Mod: Orta şeker


Güneşsiz bir Perşembe sabahından merhaba!


Merhaba 19 Mayıs! Merhaba gençlik!


Merhaba GENÇLİĞİM! (Bu günleri çok arayacağım di'ymi? Teknik ve teorik olarak öyle gerekli!!!)






İSTEK:


İsmi Hope olan bir kasabaya gitmek istiyorum. Bu yer belki de Amerika'da... Başka bir kıtada! Orada insanlar mutlu ve çörek pişirip komşularına götürüyorlar. Birbirlerine gülümsüyorlar, tatlı şirin toplantılar düzenliyorlar... Balık tutmaya gidiyor ve gün batımını izliyorlar.

Bu köpeğin ismi Hope, o beni çok etkiledi:


Dün önce kütüphanede çalıştım, tanıdığım kimse yoktu ortalıkta. Önceki günki paspal halimden sonra saçım düzgün, yeni bir rimel almış ve onu sürmüş bi şekilde gittiğim için bu sefer, çok mutluydum. Ne varki yaklaşan bahar alerjisi peşimi bırakmadı, ve gözlerim yaşardı, makyajım biraz bozuldu...

GUYS&AKDENİZLİ DAVRANMAK&MUTLU OLDUM:)

Sonra bölüm binasının oraya gittim. Başka bir üniversiteden gelip de buradan sadece bir ders alan çocukla karşılaştım Kumral Joe. Kumral Joe masaya çağırdı, bir çocuk daha vardı; o da Sevimli B. Sevimli B. başka bir üniv. bir başka mühendislik bölümünü 3 sene okuduktan sonra son sınıfta bırakmış! Ve buraya gelmiş; ama dersleri vs. hiç sevmiyor, doğru düzgün gelmiyor bile derslere. Bu arada çalışmış tabii, bir reklam ajansı varmış, bir ev bile almış küçük. Çok tatlı bi insandı. Konuşkan, girişken, Almeida'da az rastlanılır cinsten. Ama Almeida'da böyle insanlar pek hoş karşılanmıyor biliyorum. Bu kadar doğal olmamak gerekiyor, daha kontrollü olmak gerekiyor; böyle içten, doğal, girişken olunca sanki değerin azalıyor. Yani, bir Akdenizli gibi davranamazsın Almeida'da.Bunu anladım. Sevimli B.'nin arkadaşları geldi bi an yanına, "Bakın bu sizin asistanınız olacak!" dedi benim için. Mutlu oldum :) Sevimli B. ile vakit geçirmek çok güzel bi histi. Çok mutlu oldum. Ayrıca mesleki bilgimi göstererek biraz hava atacağım fırsatlar da yakaladım, ekstra mutlu oldum. Elimde bi iki makale vardı, Kumral Joe "Sende profesör olacak azmi görüyorum" gibi bir söz söyledi. Dünyalar benim oldu. :)



Dün oturduğumuz yer, karanlık-lanet bölüm binasının yegane güzel yeri. Bu kadar adı olan "top" bir üni.nin böyle 3. sınıf devlet dairesini anımsatan fiziksel şartlarının olması çok iç karartıcı! İnsanlar artist...Ama özellikle bizim bölümdekiler. :( Başka bölümdekiler de böyle bir şey görmedim.

"Sonra Orta Malı Derler"& Salma Üzerine...

Sonra yine kütüphaneye gitmeye karar verdim. Yolda, ta okula başladığım ilk zamanlarda Salma tarafından tanıştırıldığım yaşı büyük bi tiple karşılaştım. İyi çocuğa benziyor... Ama Salma'yla küsmüşler meğer. O daha sonra bir sanat filmi izlemeye gitti. Ben Salma'nın yanına gittim. Özlemişim onu, renkli gözlerini, suratındaki saf ifadeyi ve doğallığını. Doğallığı. En çok bunu seviyorum. Bir şey sor, içtenlikle cevap verir. Süsleme yok, değiştirme yok, reklam yok, kendini olduğundan daha iyi göstermeye çalışmak vb. yok. (Bayan Fakülte Derecesi'nin aksine!) Ona bir ara deli olmuştum, inanılmaz sinir olmuştum çünkü tam bir "ATTENTION WHORE" (ilgi manyağı) gibi davranıyordu. Ayrıca sürekli "Ben çok zekiyim" halleri ve bir de "Ben bütün erkekleri tavlarım." halleri. Ama yine de dost halleri çok iyidir onun... Mutlaka yardım etmeye çalışır...Ve dinler...Muhteşem özellikler. Bu yüzden onun bazı hallerini de görmemezlikten gelmeye karar verdim.
Anlattım olayı. (REGL DÖNEMİ FACİASI) Dikkat et, bu üni. böyle, dedi. Benim başımdan 30-40 defa böyle şeyler geçti, bir süre sonra içmiş olsan da öğreniyorsun taktikleri, ne yapman gerektiğini vs. dedi. Ama sen bunları yaşama, dedi. İyi tanımadığın insanların yanında içme, dedi. Allah'tan bir şey yapmamışsın, dedi. Rahatladım ben...



O çok kez böyle bir yanlışı yapmış ama. Sonra da "Sen zaten orta malısın" lafını bile duymuş. Bana anlatmıştı; benim de tanıdığım bi çocuk. (Harry Potter diyelim) Ben Isadora'da yaşıyorken bir iki geldiğimde karşılaşmıştık. Çok etkileyici konuşuyordu o çocuk. Beni mantı yemeğe davet etmişti. Sanki bana da biraz yazmıştı. Renkli gözlü, kısa boyluydu. İşte Salma ilk olayını onunla yaşamış; böyle ilk vukuat. Yurtta kalmış bi yaz, ailesi Almeida'da olmasına rağmen, bi gün Harry kendi odasına çağırmış içki içmişler, öpmüş bunu Harry, sonra da ne güzel oluyor bunu sık sık yapalım Salma, evlendikten sonra falan da ikimiz buluşup yapalım, demiş, hatta sanırım Salma'yı yatağa doğru yatırmaya çalışmış vs. Salma, lise bitmek üzereyken "Bi kızın müstakbel eşine en büyük hediyesi öpülmemiş dudaklarıdır" diyen bir kızdı!!!



Matematikçi Kız Flame Bana İskambil Falı Baktı


Matematikçi kız Flame'i o kadar çok sevdim ki. Çok doğaldı... Bizim bölümdekiler bi öyle bi havalar bi kaprisler bi tuhaflıklar zaten. Nasıl sinir oluyorum!!!

Dile bir dilek! dedi, kartları kesti. Sonra açtı, açtı, açtı, bir şeyler yaptı, birini bi yere, birini başka bir yere koyuyor, bazılarını bir kenara ayırıyor, bir değişik, bir konsantre, bir ciddi bir iş, bekliyorum neler söyleyecek diye. "Olcak!" dedi. :) Çok sevindim.

Ayrıca masalardan birine oturduğumda 2 tane Joker buldum. "Ah bir Joker" diyordu ya Mirkelam, işte onu ben buldummm! Hem de 2 tane buldum, aldım çantama koydum. :)


Winning in every place
Cause you're my lucky Ace...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder