Bu blog'ta yazılanların her hakkı yazarın kendisine aittir. Kaynak gösterilmeden ve izni olmadan hiçbir yerde yayınlanamaz.

BALODAKİ DAVETLİLER

Popüler Yayınlar

22 Şubat 2011 Salı

Yabancı Profesör Uzak Bir Krallıktan Geldi

17:17

Dilek dileeeeee!!!

Diledim seni ORION! : )))


İvit. Bugün B.J. n'etti? Sabah çoook erkenden kalktı, hemencicik hazırlandı, öyleee saçıyla başıyla pek uğraşmadı, makyaj da yapmadı; sadece vişne çürüğü rujunu hafiiiifçe sürdü, sonra, her bir şey hazır olunca açtı bilgisayarını Yabancı Profesör'ün çalıştığı konularla ilgili bir iki bir şey okudu. (Buna vakit bulabildiğine sevindi!) Sonra zamanından 15 dakika önce Yabancı Profesör'ün olduğu misafirhanede oldu; güzel güzel gezdireceği tarihi yerlere gittiler; Yabancı Profesör'ün fotoğraf makinası yanında yokmuş; B.J. çekti resimleri, bir yandan sohbet ettiler; bir tane nazar boncuklu bileklik aldı kendine B.J. oradaki yaşlı bir kadından; bir tane de Yabancı Profesör'ün bahsettiği eşi için aldı; zaten 1 liraya satıyorlardı. Yaşlı kadın bu alışverişten tatmin olmadı ve daha çok almadığımız için suratını astı. : )



Çok cici bir gündü! Sonraaa, işte o tarihi yer ve müze gezmelerimiz de bitince, kendi Profesörüm Baş Profesör ile buluştuk bölümde, Baş Profesör yemeğe götürdü bizi, kuşbaşılı pide yedim, üzerime afiyet pek güzeldi! : D Bu sırada Baş Profesör'e biraz daha ısındım. Bana bir ara "Yemek yapıyor musun?" diye sordu. Neden sordu bilmiyorum. : ) Ben de sanki çok usta bir aşçıymışımcasına "Hıhı en son da İtalyan arkadaşımdan Risotto yapmasını öğrendim." dedim; oysa ki tek bildiğim Risotto; bir de kek ile bir çeşit de pasta yapmayı öğrenmiş idim ama unutmuşum muştur onları! : D Kih kih. : D

Sonra yağmur yağdı. Almeida yağmuru. En nefret ettiğim. Zaten her yer gri ve Isadora'yı çok özlüyorum. Çok arıyorum. : ( Isadora güneşi, bambaşkaymış eğer. Bugün Isadora'da annem ile geçirdiğim akşamları özledim, onun çocukça şakalarını özledim, bana fal bakmasını ve derdimi dinlemesini özledim, kahrını çeken ve güvendiğin biriyle aynı evde yaşıyor olma duygusunu...

Sonra Isadora'daki tanıdığım&sohbet ettiğim öğretim üyelerini özledim, oradaki belli başlı arkadaşlarımı özledim. Sonra Çikolata Sevgilim'i özledim. Bunların hepsi öğleden sonra ben uyumaya çalışırken oldu. Allahtan yatağımda Salma'nın aldığı peluş köpek ile benim o köpeğe aldığım peluş oyuncak vardı. Onlar bana arkadaş oldu. Sonra uyandım, aklımdan İranlı Kız S.'yi aramak geçti. Sonra bir baktım o beni aramış, buluştuk. Bana çok iyi geldi. Kampüsün cafelerinden birinde oturduk. Önce waffle yemeye acayip niyetlendim, sonra "Akabinde hissedeceğin pişmanlık duygusuyla savaşmaya hazır mısın B.J. ha son kararın mı iyi düşün hata yapma beybeyim" dedim. Sonra soda ile orta şekerli kahve içtim. İranlı Kız S.'ye fal bak bana dedim ama  bir tane S. harfi bir tane de kalp gördü. Kalp görünce o, ben bir sevindirik oldum. Oy ne salak kızım : )

Bence bugün Baş Profesör beni sevdi : ) Yabancı Profesör de... En son onlar havaalanına giderken ben otoparkın orada durdum ve arabadan bana el sallıyorlardı. Yağmur yağıyordu...

Yabancı Profesör gerçekten çok şirindi ve onunla tanıştığıma çok memnun oldum. Hiç unutmam onu sanırım. Kimi unuttum ki zaten : ) Ama yakışıklılık anlamında değil kesinlikle; sadece arkadaşlığı şirindi; müzeyi gezerken baya komik yorumlar yaptık, ve bence güzel sohbet ettik.

Bana verdiği unutmamam gereken tavsiyeler:

-"Be consistent" -İstikrarlı ol: Pek çok doktora öğrencisi 3 ay çok iyi çalışıp sonra da amaaan deyip bırakıveriyor. Önemli olan programlı çalışmayı sürdürebilmek. Bunu iyi ayarlamak.

-Bir tane riskli projen varsa bir tane de sonuç elde etmen garanti olan bir projen olsun; ikisini birlikte yürüt. Garanti proje lazım; çünkü yayın yapıyor olmak önemli; ama öte yandan da ses getirecek olan da riskli olanlar oluyor sonuçta!

-Yüksek lisansın esnasında yayın yapmış olmak seni iyi bir doktora programına götürür: Bu uluslararası olursa iyi olur.



İşte böyle; bulutlu, yağmurlu, garip bir gündü. Güzel bir gündü.

Ama ben Şubat'ı hiç sevmem.

Sürpriz Yazı: (Fare'nle seç ; ))


Bir kalbin içinde ne taşındığını asla bilemezsin. Kırmadan önce iyi düşün. Belki de içindeki sensin.

 William Butler

4 yorum:

  1. ahaha
    sondaki süpriz muhteşemmiş yahu.
    Bayıldım :)

    valla ne diyebilirim ki.
    Sen böyle İsadora falan diye yazıp da yanına PİDE yazınca kafası karışıyor insanın.
    Mallaşıyorum ehehe.

    Güzel...insanın özleyebilmesi çok güzel birşey.
    Sanki tüm duyguların ana etmeniymiş gibi hissettim.
    Özlemek demek yaşıyorsun demek, hala hatırlayacağın birşeyler, sevdiğin birşeyler var demek.
    Ya özleyemeseydin? ya o özlediğin şeyler artık özlenmeye bile değmeseydi?
    :)

    Düşünüyorum da sanırım ben İsadora'da da değilim Almeida'da da.Yani tahmin etmeye çalışıyorum ehe.

    :) tabi yanlış da olabilir :/

    Orion'u tanıyormuş gibi hissediyorum sayende BJ. Ve bir bakıma ben de özlemeye başladım.Keşke buluşsanız da okuyabilsek :P :(

    YanıtlaSil
  2. : )))

    ama özlemek bir de aynı zamanda o güzelliklere hala sahip değilsin demek. özlemek-sanki bir "son"la ilgili?

    ama evet, özlenmeye değer şeyler biriktirmiş olmak en güzeli- güzel bir noktaya parmak bastın ^^

    Orion'ın bana, onunla telefon konuşmalarımızdan birinde "Heyecanlanıyorum Orion, seninle telefonda konuşurken!" dediğimde, "Ben de heyecanlanıyorum" deyişi geldi aklıma, tüm şirinliğiyle. Wooow demiştim; 25 yaşında koskocaman muhteşem bir erkek benimle konuşurken heyecanlanıyor ha?

    Onun o bazı masum halleri... Ah! : (

    Ama Orion=Çıkmaz Sokak şu anda.

    YanıtlaSil
  3. Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak.. Durun diye haykırsam makas gibi kollarımı açarak...

    YanıtlaSil