Bu blog'ta yazılanların her hakkı yazarın kendisine aittir. Kaynak gösterilmeden ve izni olmadan hiçbir yerde yayınlanamaz.

BALODAKİ DAVETLİLER

Popüler Yayınlar

10 Eylül 2010 Cuma

Baby Jeans Nasıl Delirdi?

Bugün dedemin cenazesini kaldırdık. En çok onun tabutunun da dua edilecek yerin önüne getirdiklerinde ve toprağa gömerken ağladım. Dedem dedim, daha dün evimizdeydi, oturuyordu, nefes alıyordu, şimdi ise o kutucukta...Yapayalnız...Ve sonra da toprağın altında.



Sonra tabi ki ev kalabalık, bir sürü akrabalar... Hoca geldi, dua okundu... Sonra akşamüzerine doğru inanılmaz bir baş ağrısı bende; uzanmıştım; uyumuşum... Kaldırabilene aşk  olsun. Pek çok akrabamla da vedalaşamadım, ona üzüldüm. Sonra bir ses: "Baby Jeaaans, kalk kızım, kalk bak kimler geldi... Ay, anca Orion kaldırabilir onu, Orion gel oğlum." Orion da annemin kuzeninin oğlu. 9 yaşında falan. Ama nasıl tatlı, nasıl tatlı anlatamam; ilk gördüğüm andan itibaren tapmıştım. Aradan biraz zaman geçti tabi... Bir gördüm karşımda, tüm şirinliği tüm tatlılığıyla... Bir oğlan çocuğu o kocaman ela gözleri ve sarı saçları ve ılımlı, sakin tavrıyla bu kadar mı sempatik olabilir? Allah'ım bana da böyle bir oğlan  nasip etsin. Ve Orion'la da adaş olması, onu daha da kıymetli kılıyor tabi gözümde.

Orion...Orion...Orion... Ne olurdu şu bayram günü yanımda olaydın? Elimden tutaydın...

Orion'a sarılabilmeyi çok ama çok isterdim. Özellikle üzüntülü zamanlarımda hep Orion'ı hatırlarım. Ve bir zamanlar onun yaralı yanlarıma nasıl sevgi dolu yaklaştığını... O mükemmel erkekti işte. Ben göremedim. Ben bilemedim...

Aynı şeyleri sürekli tekrar ettiğimin farkındayım. Şimdi kendimi parçalasam da erişemeyeceğim, uzanamayacağım, dokunamayacağım insanlar var; özel insanlar...

Bir de Orion var. Ama ona da dokunamıyorum.

Orion poz kesiyor. Alain Delon'um benim nasıl da kasılıyoo

Orion beni arabasıyla almaya gelmiş Mutluluk Şehri'ne gidiyoruz.

Orion yeni cicilerini giymiş (bayramlıklarını :p)


Bazen telepati diye bir şeyin olduğunu düşünüyorum; bazen evrenin bizi duyduğunu; bazen dileklerimizin kabul olduğunu...

Orion seni son bir kez göreyim;

Ellerini tutsam Orion senin
Ölsem eksiksiz ölürdüm...

Bu arada tam da şu anda Orion'ın bayram dolayısıyla Almeida'da olabileceğini anımsadım. Aynı göğün altında nefes alıyoruz; ve şimdi aynı şehirdeyiz ha; belki 5 dakika arayla aynı caddelerden geçiyoruz... Belki dedemi gömerken ben, ağlarken, sen de o mezarlıktaydın; babanı ziyarete gelmiştin belki; belki trafik sıkışıklığında 3 araba ötedeki araba seninkiydi; belki önünden geçtim ama görmedin beni...

"Olamaz mı? Olabilir..."

Orion diye diye çıldıracağım. Siz şahitsiniz!


Not: 1. Bu sıralar "Ben evlenmek istemiyorum. Yok benim öyle bir hayalim" demenin havalı bir şey olduğunu biliyorum; kesinlikle cool bir duruş; fakat bugün daha da iyi anladım ki benim en büyük hayalim mutlu bir aileye sahip olmak. Annemin bazı o tabloyu çizen ve nur topu gibi yakışıklı oğlan çocuklarına sahip akrabalarına çok ama çok imreniyorum. Benim de bir gün olacak mı? diyorum, sonra az ihtimal veriyorum. Orion, bu hayale yaklaştığım tek kişiydi. Bu hayalin mümkünlüğünü hissettiren; ve bu hayali kurabileceğim. Kimbilir nasıl mükemmel bir baba olurdu.. Gene olur. Ama benim çocuğumun değil. :(

2. Orion'a olan takıntılı tutkum bazen çok korkutuyor beni. Sırf bu yüzden evde kalabileceğimi düşünüyorum. Ama bir yandan da Orion'dan vazgeçmek istemiyorum. Bu ne kadar böyle sürecek bilmiyorum.

3. I want you so badly, it's my only wish... (Black Eyed Peas, Meet Me Halfway) Kendimi bu şarkının klibindeki Fergie'nin yerine koyuyorum, yalnız başına, bir peri gibi, ormanlık bir yerde, bir ağaç kütüğünün üzerine uzanmış, yıldızlardan haber beklerken... Ve sevdiği başka bir gezegende...

Bundan daha öteye GİDEMEM...

7 yorum:

  1. Blue jeans, canım , tekrar başınız sağ olsun.Ama deden arkasında birsürü seven bırakmış bence bu çok onurlu-güzel birşey :)

    bu arada ben evlenmeyeceğim hayalleri olan ben mi oluyorum :D muhetemelen benim de fikirlerim kalıcı değildir ama bırak da tadını çıkarayım gencim güzelim :P

    Orion'a bu kadar bağlanman aslında çok doğal birşey korkma yani,ama takıntı haline de getirmemeye bak.Onu ancak ondan daha iyi birini bulunca unutabilirsin.Onun yerine geçebilecek birini.Bu imkansız deme çünkü herşeyin olma ihtimali vardır.Belki de bugün karşına harika bir insan çıkacak veya zaten orionla işi ilerletirsiniz yakında :D ama hiç mi şansın yok,hiç muhabbetiniz olmuyor mu artık?

    YanıtlaSil
  2. zeyzey çok teşekkür ederim... (bu arada nerelerde olduğunu merak etmiştim:))

    evet Hazalcım,bir de Allah sıralı ölüm versin derler ya, öyle gerçekten. Ölüm Allah'ın emri(bir de şu ayrılık olmasa)

    ve evet o kız sensin! :P:p bunu yazarken bi an unutmuştum ama eveeet tabiii sen yazdın onu blog'una. hııımm... :p

    Aslında Orion var kafamın bi yanında diye yeni alternatifleri değerlendirmiyor değilim ama her seferinde aradığımı bulamama/Orion'ın yerini tutmadığı duygusu beni yine Orion'a döndürüyor gibi. (yani dediğin doğru)

    Orion'ı en son Şubat'ta face'e ekledim. Kabul etti. Sonra bölümden bi arkadaşla(yakışıklı+erkek) yan yana ama arkadaşça resimlerimiz tag'lendi. ve o da sildi beni..(tesadüf mü tepki mi gösterdi bilmiyorum :S)

    Muhabbet yok ama bir yerlerde karşılaşmayı umuyorum. onun mezun olduğu ve etkinliklerine katıldığı okulda master'a başlıyorum. kimbilir..belki..

    YanıtlaSil
  3. canım başınız saolsun..

    Fotoda ki kişiye de bitiyorum ben.

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim Mia'cım, sağol.

    Sorma. Aynen.. :)

    YanıtlaSil
  5. "Muhabbet yok ama bir yerlerde karşılaşmayı umuyorum. onun mezun olduğu ve etkinliklerine katıldığı okulda master'a başlıyorum. kimbilir..belki.."

    oha kızım daha ne istiyorsun :D bu çok güzel bir başlangıç olabilir. :):)

    YanıtlaSil
  6. Eğer ikinci başlangıçlara inanıyorsam, ve en önemlisi o da inanıyorsa evet. :))) gene de yorumunu okuyunca sevindirik oldum. cidden iyi bir şey.. :)

    bu arada Kültigin'den haber var o da bir sonraki yazıya.. :D

    YanıtlaSil