Bu blog'ta yazılanların her hakkı yazarın kendisine aittir. Kaynak gösterilmeden ve izni olmadan hiçbir yerde yayınlanamaz.

BALODAKİ DAVETLİLER

Popüler Yayınlar

4 Eylül 2010 Cumartesi

Bana Böyle Sarılma Bana Böyle Dokunma Beni Bir Daha İncitme....Aynı Hatayı Yapmama İzin Verme

Bir Blues Bar'daydık bugün; ben; bir  arkadaşım ve yeni yeni tanıştığım bir başka aradaş. Arkadaşımın adı Eleni; onun arkaşı ise D. Rock n Roll'la dans ettik; daha çok Eleni ve ben -çünkü D. hastaydı biraz- ve inanılmaz eğlendim. Sonra dışarıda biri çarptı gözüme. Ağzı burnu düzgün bi çocuk. Gömlek giymiş -ama nasıl yakışmış. -Zaten bir erkeğe en çok yakışan şey gömlektir. Ben içeride bar sandalyelerinden birinde -ama barda değil; uzunca bir masada- camın da hemen yanında oturuyordum. Bir kez bile benim tarafıma bakmadı. -Ya da baktı ama ben görmedim. D'ye falan benim şu Kültigin'den bahsettim. Tanışırlarsa hakkında da ne söyleyeceklerini merak ediyorum doğrusu. Ama bu kızlar hep ultra modern tipler (yani ben modernim ama bunlar benden de modern o da eşittir ultra modern:p); şimdiden garipsemeye başladılar; geyiğini çeviriyoruz.


Bu tarz bi mekan.. Loş, mükemmel dekorasyonlu, süper bi yer

Sonra D.'le bakkala kadar gidip sigara aldık. Bir de çakmak; ben çakmağın rengi olarak gece mavisini seçmiştim ama o beğenmedi; nasıl kızsın sen falan dedi. Sonra sigara paketini rezil bir şekilde açtım. Yani farkında değildim;sonra açtığımda bir baktım bu nasıl açılıyordu yaaa, bunun bi düzgün açılma şekli olmuş olması lazım dedim..................dememe kalmadı D. haha huhu sen karizmatik olmaktan vazgeç böyle şirin kal bence, falan yaptı. (Yarım saatten beridir; yaaa pıfff Kültigin'in karizma karizma fotoları oluyo msn'de ama benim yoook ben de kuul foto çekincem yapıyordum) Sonra Kültigin'e bi yeşil ışık yakmam gerektiğine karar verdik; ve Kültigin'in bir önceki muhabbetinin biraz 'bahane' olduğuna; konuşma bahanesi. "Senin o hocanın adı neydi?" Neyse ne, sana ne yani, di'mi? Sonraaa Kültigin'e biraz daha cesaret verecek hafif flörtvari yazmam gerektiğini düşündük. Sonra Eleni benim ona önceki gün "Haydi senle Kültigin'i baştan çıkaralııım mııı?" ve "Hadi Kültigin'i tavlayalım!" dememi hatırlayıp kih  kih kih tavlayaLIM mı dedi ya vehehehe oldu :)) Sonraaa D. 'den altın öğütler geldi: Bak biraz flörtvari yaz ama dozunu hafif tut; Anadolu erkeği sonuçta, seni şey sanmasın; yani bak ne yap biliyor musun "Ay ben yemek yaptım, sen de ister misiiin?" falan yap, yani en fazla o dozda olsun. :P:p "Kek yaptım desem?" "Eee, şöyle diyim, merhaba, naber, ben de dışarıdan geldim, sonra kek yaptım, İSTER MİSİN?" :D :D Fon müziği: Sana kek yaptııım... -Nil Karaibrahimgil. Sonnaaaaa.... Şöyle bir şey oldu; Eleni, ama olmaz ki nereye kadar kendini olmadığı biri gibi de göstermesin dedi, Kız da n'olcaktı ben bakireyim demeyecek sonuçta, dedi. Ben de o an "Eee, aslında ben gerçekten bakireyim..." diyemedim, bir garip hissettim.



Bu t-shirt de diyo ki:
"Ben bakireyim Ama bu eski bi t-shirt."
(Bir Britney klasiği...)
Ve... Tüm  bunları yazarken Kültigin msn'de offline oldu. Geriye o manidar manidar, o yeşil yeşil gözleri, o derin derin baktığı fotosu ve tıklayıp da hiçbir şey yazmadığım pencere kaldı. Yoksa ona diyecektim ki... "Kültigin, referandum'da nerede oy vereceksin?" :))

Ben artık şirin olmaktan da bıktım biliyor musun. Lanet olsun şirinliğime diyorum. Şimdi sen bilmezsin; Orion'ı unutamama günlerime ben bir asistanı sokuşturmuştum. Çocuğa baya baya platonik takılıyorum ve şirin şirin mesaj yazmalar; ne bileyim telefonda sesim bile değişiyormuş ona karşı. Sonra n'oldu? Bir ara aynı projede çalıştık ve o zaman kız arkadaşından ayrıydı ve bana umut verdi. Ve sonra "You go back to her... And I go back to black..." (Sen, o kıza geri dönersin; ben de karanlığa...) -Back to Black, Amy Winehouse. İşte o yüzden, bir daha hiç ama hiç şirin olmak istemiyorum. Mümkünse ben kar olayım, ben buz olayım, fırtına olayım.....Ama şirin olmayayım. (Erkekler şirin kızların kıymetini BİLMİYORLAR! Onlar, onlara eziyet eden, pek fazla gülümsemeyen, biraz suratını asan katil tipli kızları seviyorlar. Evet. Erkeklere dair çıkardığım sonuç budur. :p)

Bir ara da barda otururken Orion geldi aklıma. Onunla ne kadar muhteşem anlaştığım; her konuda konuşabildiğim, sohbetin nasıl da akıp gittiği geldi. Üzüldüm. Ölmüş birinin arkasından nasıl üzülürse biri; ben de Orion'la olan arkadaşlığımız için üzüldüm. Ama elimden bir şey gelmezdi... Seni istemeyen birini ne kadar seni hala sevmeye zorlayabilirsin ki? Yapabileceğim, kalan son şey belki de, dayayıp alnına silahı şöyle demek olur; "SEV BENİ."


Blöf yapmıyorum!

Orion... Arada bir geliyorsam aklına -sadece arada bir ya? Ayda bir olur, 3 ayda bir, yılda bir... Of... Orion, ulaş bana? Facebook'tan ekle, bir şey yap. Ama yapmayacaksın biliyorum. Belki de böylesi daha iyi. Belki Tanrı seninle sınadı beni. Belki aşk acısı çekeyim istedi. Belki olgunlaşacaktım...Belkibelkibelki.. Sen benim unutamadığım aşkımsın işte. Phantom'ım da sensin; Operam da. Çok yaşlandığımda, sallanan sandalyemde örgü örerken bile camdan dışarı bakacağım ve yağmur damlaları penceremi ıslatırken kurumuş dudaklarımdan gene senin ismin dökülecek, ve kimbilir belki seni torunlarıma belki bakıcı kıza, belki herhangi birine anlatacağım.

Orion, benim hiç daha önce bir Orion'ım olmamıştı; beni böyle sevecek, bana sahip çıkacak, beni umursayacak, benim için bu kadar romantik olmaya çalışacak, bana kendimi bu kadar değerli hissettirecek, bu kadar birlikte eğlenebileceğim ve en hüzünlü şiirlerimi paylaşabileceğim..

Sen benim çocukluk kahramanımsın. Nasıl unuturum seni Orion söyle nasıl...

(Bu arada hiç içki içmedim. -genelde içmem zaten- Sadece iki bardak diet kola ve bir sigara. En son üniv.ye başlamadan içmiştim sigarayı; 4 sene önce yani. 4 sene sonra ilk kez canım istedi...)



işte biraz bu penelope'variyim herhalde.
 Bu şehirde bir yerlerde; Orion kadar sevecek, bir başka adam daha var. Ve şu an benim nerede olduğumu merak ediyor...

Kültigin ise...... Mmmf... Bilemiyorum.

Geçen yıl Almeida'da gene bir rock bar tarzı bir yere gitmiştim bir yakın arkadaş ve onun arkadaşlarıyla. Bir konserdi ama çok sarmamıştı beni. Sonra da eğlenceli ve bilindik şarkıları çalmışlardı ve bir çift çıkıp rock n roll yapmıştı. O kadar imrenmiştim ki onlara. Çünkü deli gibi eğleniyorlardı beraber ve belli ki çok iyi anlaşıyorlardı. Sonra o arkadaşım işte (Im Juli'yi beraber izlediğim; şu an başka bir ülkede olan arkadaşım) başını omzuma koymuştu; ben de tam o sırada böyle bir sevgili dilemiştim...Bana. (İşte Orion lanet olsun ki öyle biriydi. Ama yok artık. Öldü.)

Not: Başlık Moby'nin Mistake şarkısından geliyor.  Şimdi de o şarkıyı dinleyeceğim. Yarın sabah kalkıp kursa gidecek olmam ne büyük talihsizlik.. Yoksa bütün gece Amerikan şairlerinden şiirler okuyup, şarkılar dinleyerek hüznümü süsleyebilirdim.

Not2: Almeida'nın tadını çıkarmak ve kendimden biraz (5,6 yaş) büyük kızlarla takılmak da güzel...

Not3: Dediğim gibi, artık şirin olmıycam. Hiç de bir şey yapmıycam. Merak etsin de o (Kültigin) arasın beni. Sorsun iyi miyim değil miyim. Ne biliyor belki iyi değilim bu gece. "Anlamadan... Dinlemeden... Nereye Böööyle?" (Nazan Öncel)

3 yorum:

  1. kuzum yazılarını okuyamıyorum... dekor ilk bakışta mükemmel ama okurken sağda solda göz kırpıyor o zamanda benim gözümün içine...

    neyse nacizhane bir öneri....

    YanıtlaSil
  2. Hıım. ne desem bilemiyorum.Orion gibileri herkesin hayatına en az bir kere geliyor bizi sınamak için.Neyse :) blogunu yeni buldum, beni takip eden birinde takipliydin :D artık okurum.Ben daha çok düşüncelerimi yazıyorum sense günlükvari bir tarz yaratmışsın.beğendim =)umarım devam edersin.

    hazal

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Fiona; ben blog'uma bi 'template' bulma güçlüğü çekiyorum; eğer tavsiye edebileceğin özgün template'ler sunan siteler varsa bakmak isterim. göz kırpma konusunda haklısın.

    Sevgili Hazal, teşekkür ederim, beğenmene sevindim. :) bugün kadir gecesi ve bir kerecik bile olsa Orion'ı tekrar görmeyi diliyorum. Başkaları anlamıyor; bir insan bir başka insanı nasıl böyle özler, kimse anlamıyor. :( Dilerim bir gün kavuşurum, 'elveda' demek için bile olsa..


    Kandiliniz mübarek, dualarınız kabul, dilekleriniz gerçek olsun.. :)

    YanıtlaSil