Ben bunun 'daha masum' örneklerine şöyle rastladım; bir şiiri; bir şiirin bir dizesini; bir kitaptan bir cümleyi alııır, sanki kendimizinmiş gibi yazarız. Mesela benim uzaktan bir erkek kuzenim vakti zamanında bana sayfa sayfa şiirler göstermişti; ben yazdım ben yazdım, diye; hepsi de ya orada burada, forumlarda rastlanılan ya da çeşitli şairlere ait şeylerdi.
Facebook'ta ise ben şöyle yapıyorum; baya bilinen bir şarkıysa; Pink Floyd'dan vs. bazen tırnak işaretine gerek duymuyorum. Ama öyle pek bilinmeyen, elalemin ağzına marş olmamış bir şeyse; en azından tırnak işareti koyuyorum ki 'disclaimer' yani 'sorumluluk reddetme' diyorlar buna; 'bana ait değildir' mealinde... Ama bir düşünürün sözü, bir yazarın cümlesi vs ise genellikle ait olduğu şahısla beraber yazarım.
Şimdi geldik konuya. Efendime söyleyeyim ben bir facebook iletisi yazdım; eski bir grubun o kadar bilinmeyen bir şarkısının o kadar da bilinmeyen fakat 'havalı' bir aşk sözünü. Kalbi kırık bir söz biraz. Aslında çok da hissederek yazdım. Face'imde de bir akademik çalışmadan tanıdığım; başka üni.den bir kız var; bizim oğlan "whoah! sexyy!" modunda yaklaşıyorlardı; akademik çalışmalarda bile basbaya meme dekoltesiyle gezen sabah sabah kıpkırmızı ruj süren "benim dişiyim dişi" diye bağıran bir tip. Bu hatun; benim iletiyi yazmamdan yarım saat sonra tut sen çal aynısını kendi iletin yap. Like bile etmeden yani. İnsan bi X kişisi beğendi, yapar; sonra çalar; ki genelde benim bildiğim bir dolu insan da "Çok beğendimmm, izninle çalıcam canımmm" falan yapıyorlar. (Ki doğrusu budur- öküz değilsin ya) Ben paylaştığım video'larda bile birinden görmüşsem ilk, like yapmadan paylaşmıyorum; bazen diyorum insanlar mı çok odun ben mi fazla ince düşünceliyim? Sonuçta o kişi belki çok aradı o video'yu bulmak için... Ne biliyorsun? Sonuçta senden önce o bulmuş, bir saygı göster, bir jest yap; sonra gene sen de sayfana koyarsın; arkadaşlarının duvarında yayınlatırsın. Haksız mıyım ama? :) Neyse ben bu kıza karşı zaten çok sempatik duygular içerisinde değildim; bu hareketinden sonra da iyice sinir oldum; yazdım 'onun' iletisinin altına; "Aynı şeyi mi düşündük, yoksa benden mi esinlendin?" diye (bir güzel rencide ettim oh) Ama sessiz kalamazdım. :) Cidden aşırı sinir olurum böyle şeylere. Bir de gerizekalı, tırnağı da kaldırmış. Hani ben, bu söz bana ait değil deyip; aman benim sözüm sanmasınlar başkasının yaratıcılığının eseri deyip; tırnak koyuyorum o onu da kaldırıyor. Öküz yaa.. Bakalım n'apıcak ama hiçbir halt diyemeyecek bence, ne desin zaten...Bu arada kızı da kıskanıyorum, evet. Baya baya yakışıklı bir sevgilisi var ve mıck mıck iğrenç romantik modda orda burada romantik; orada burada öpüşen, sarılan resimlerini koyuyorlar sürekli. Yahu sen zaten mutluluk içinde yüzen bi insansın zaten; ne istiyorsun benim zavallı kalbi kırık iletimden BE KADIN. Halla halla. :)
İşte ben de tepkimi koydum. Size olursa siz de koyun. Sessiz kalmayın. Susma sustukça sıra sana gelecek. If you tolerate this your children will be next falan filan. :))
10 dakika sonra gelen edit: "Kız cevap olarak senden çaldım cnm :p" Yüzsüze baaakkk! Neyse ben de bunun üzerine yumuşayıp en cool halimle "Güzel şarkıdır; keşke bir like yapsaydın" dedim. "Hahh şööle, yakalarlar böyylee..Benden kaç-maaaazzz!" demedim. (Kendini kandırabilirsin; ama beni ASLAAA! -bu laf da Küçük Sırlar'dan :P:p )
Kız gene yakışıklı sevgilisiyle mutluluk süren bir fotosu profilinde; ben ona iletimi çalmışsın naadar hödük düşüncesiz sığ iğrenç pespaye berbat bi insansın desem noooluuur demesem nolur...
Acı gerçek tokatlıyor işte böyle insanı. Hayaaat beni neden yoruyooosuuun :)
edit2: Şimdiii... Sizleri uzun zamandır Kültigo'cuğumdan mahrum bıraktım farkındayım canlarım. En son konuşmamız şu (birazdan anlatcam, sabır!) şekilde oldu, ve en son ben yani bugün ben facebook'tan o aşırı seksi fotolarına bakıp iç geçirdim. (bizde yalan yook! yaptım mı? yaptım. favorimse çene kısmıyla dudakları bi de burnunun dudaklarına yakın kısmı. olağanüstü bir mükemmellikte. abartmıyorum. :)))
Evet en son ben depresif bişi yazmıştım msn'e. ne olduğunu bile hatırlamıyom. demek ki o kadar kaybediyom kendimi. Ama yani öyle arabesk falan değil; yabancı bir şiirden falan. Neyse nasılsa bizim Kültigo anlamış mealini. (google translate mi kullandı nedir yoksa İngilizce bilmez benim bildiğim) işte direkt dedi ki ağır abimiz; direk daldı lafa; Baby Jeans neden bu kadar duygusalsın? dedi. ("NİYE BÖYLESİN SEN?" :P)
FLASH EDİT: kız iletisini silip yerine saçma salak bi aşk lafı yazmış. (ha şöyle bebeğim özüne dön.)
Sonra işte Kültigo'yla biraz konuştuk, hayatta çok duygusallığın yerinin olmadığına/gereksiz olduğuna, çünkü hayatın buna değmeyeceğine, duygusallığın sadece yatakta sevgilinle ya da eşinle güzel olduğuna dair bir şeyler söyledi. (burada yatak kelimesine mim koydum tabii ki. Hımmmm... Niyeti kötüüü... Vay o. çocuğu....modu, bi geldi gitti ama çok üstünde durmadım :p) Ben de (allahım naadar kibarım) "Sadece aşıkken mi duygusal olunmalı peki hayatta görmezlikten gelinemeyecek bir sürü acı olay var, haksızlıklar var, savaşlar, gözyaşı var? tepkisiz mi kalınmalı?" gibi bir şey söyledim. O da işte gene, insan güçlü olmalı mesajı içeren bir şeyler...dedi... Falan filan.
Sonra bugün bir şey oldu. Ona yöneldiğimi hissettim. Bugün Orion'dan koptuğumu ve ona yöneldiğimi...hissettim. Ama en çok da Orion'dan koptuğumu.
Yani bugün gerçekten sohbet ettiğimizi hissettim. Bir şekilde; beni anladığını, beni tanıdığını, ve güzel yönlerimin farkında olduğunu...
Ve Abraham Lincoln'den bahsetti. Ki kendisi benim bazı konularda aklımda duran, yıkılmamak konusunda örnek aldığım bir insan. Yani ne bileyim, sanki biliyormuş gibi bunu...Oysa kimseye bahsetmemiştim.
Sonra facebook'tan sınıftan bir kıza mesajını gördüm "Naber, nerelerdesin kız?" tarzı. Bir kıskandım bir kıskandım.
Bana birkaç kere içinden geçenleri yazmaktan korkma dedi. Cesaret konusunda sözler. Ben de "Yanlış anlama ama kişi en çok kendinde eksik olduğunu fark ettiklerinin (ya da fark edemediklerinin) tavsiyesini verirmiş, dedim. Merak etme yanlış anlamam dedi. İçinden geçenleri yaz, insanlar kırılmazlar, falan dedi... Ne bileyim...Bir garip..bir şekilde...Ve bir de bir ara da bir zamanlar dibe vurmuş bir insan olarak bunları söylüyorum dedi. Ben de bazen ayağa kalkmak, yüzeye çıkmak için tam da dibe vurmak gerekir dedim... Bilmiyorum..Böyle derin...Hissetmemiştim...
(Lütfen yorum yazın :))
Not: Bu arada, bir de, forum tarzı bir yerden tanıdığım ve muhabbetin daha rahat döndüğü, bir kişi daha var şu an aklımda, o da Kültigin'in tersine gayet modern, bir de ateist vs vs. Tam tersi biri yani. Böyle işte İtalyanca bilir, Amerikan futboluyla ilgilidir falan filan... Ama Kültigin'de garip bir şey var, beni çeken? Nedir?
Şu an içim titredi....
![]() |
Cesaret edebiliyorsan, sev beni |