Bu blog'ta yazılanların her hakkı yazarın kendisine aittir. Kaynak gösterilmeden ve izni olmadan hiçbir yerde yayınlanamaz.

BALODAKİ DAVETLİLER

Popüler Yayınlar

2 Haziran 2011 Perşembe

Seni Bratislava'da Yakalarım!

Simon ile muhtemelen pazartesi buluşacağım. Onun tatlılığını ve sesini özledim... Bir akraba yakınlığı veren tavrını. GÜVEN duygusunu... Sonra da toplu bir şekilde buluşacağız... Görüşmeyi o teklif etti.

Şu OLAY da anlattığım tiplerle bir daha görüşmedim. Yani bir sonraki şenlik gecesi haricinde. Onda da zaten hiçbir şey olmadı. Sonra yalandan şirin sözlerle çağırdıkları SMS mesajına ise hiç cevap vermedim...



Gerçek olan Simon'dır. Ve bu şiiri ona yazdım:


Yaz sesleri dolduruyor çimenlerin çoğul titreyişini


Yıldızların bir insanın gözlerinden dökülüşünü

Bir gece bir stadyuma dolan 

Bir şarkının ardına bakmadan gidişini

Hep bir ağızdan söylenen.

Yaz sesleri ki onlar Bir çocuğun etekliğindeki rüzgar

Bir bisikletin bir yazlığın önünü sabaha dek bekleyişi

Ekmek almaya giden komşu çocuk kadar 

Yakın ve renkli

Yaz sesleri dolduruyor içimi

Yaz sesleri, benim

Bahar arkadaşımdan ayrılmadan önce

Ona bir kitap hediye edip

Ve arasına bir not iliştirmeden önce

İşittiğim;

"Belki bir gün görüşürüz yine,

Ve sonbaharda yine aynı gülümsemen dileğiyle..."


Ona, görüştüğümüzde "Knulp" adlı kitabı  (Hermann Hesse) ödünç vereceğim...

O bu yaz neredeyse bütün Avrupa'yı geziyor. "Bırak saha çalışmasını sen de gel, atla gel!" dedi. Bi buruk hissettim. Bi yoksun. Bi onu kaptıracağım hissi. E, madem ona aşık olamam diyorsun neden böyle hissediyorsun a benim B.J. kızım? (B.J.= ben :)) Ben de "Seni Brastislava'da yakalarım! ; )" dedim. Ve üzüldüm...

Ve bir de daha önceki sevgilisinin bu gezilerden birinden olduğunu biliyorum... Ve sayfasında da yakın zamanda sosyolojide okuyan, bizim üni.den bi kızı eklediğini gördüm. İyice üzüldüm. Abartıyor muyum? : ( Evet. Reddettiğim, "yok arkadaş o!" dediğim ve kısa boylu bulduğum bir çocuk için fazlasıyla evet... Yetmez ama evet.  : p Eheheh : p : p

HABERLER HABERLER...


Depresyonu yaz vakti giydiğim gereksiz bir kürkü sırtımdan sıyırıp atar gibi attıktan sonra bana son sunum ve son rapor için 2 gün kaldı!!! 2 gün!!! 2 GÜN!!! Kazasız belasız atlatırsam bu dönemi iyi atlatmış olacağım... 


Doktoraya bu konuda devam etmemeye karar verdim ve bilim yerine daha çok insan ilişkileri ve iletişimle ilgili aktif alanlara kaymaya

Birkaç gündür namaz kılıyorum ve bunu bir alışkanlık haline getirmek istiyorum.

2 gün önce Kültigin ile görüştüm ve o görüşmede "Her birimiz bir mucizeyiz" yazısını okudum tesadüf eseri yolda bir yerde. Sonra bir tepede, bir koşu parkuru gibi bir yerde dini, derin konuları konuşuyorduk. Sonra yaklaşık 10 senelik inanmakla inanmamak arasında gidip gelen kararsızlığıma son veren bir şey oldu. Belki de bir mucize...Ve eve gelip namaz kıldım. Ve gitgide daha çok iyileşiyorum. İçimde bir huzur bir umut.... 



Anneannem çok mutlu oldu...


Bu gece yine Orion'ı özledim...


Yakında halamın yazlığına gidiyorum. SEVİNÇ UMUT HUZUR DENİZ GÜNEŞ KİLO VERME ENERJİ TOPLAMA beni bekliyor olacak orada!!!


Belki de benim için bi:





; )

-B.J.

5 yorum:

  1. Din insan için önemli bir husustur. Biz kendi kendimizi yönetmeye çalışırken bazen öyle şeyler olur ki insanlar "hadi yırttın, tesadüfün böylesi" gibi cümleler kurar aslında derinden düşününce bunların bazı şeylerin karşılığı olarak çıktığını idrak edebilirsin. Bu konu hakkında daha bir sürü şey yazabilirim ama burayı fazlasıyla doldurmayayım şimdi =)

    Ayrıca geçmişi tarih kitaplarından okur gibi okumayı öğrenip hayatındaki kararları birer temellere oturtarak net kararlar vermeye başlamalısın. Bir fikri temellere oturtmak için yüreğinden çok beynindeki analitik zekayı kullanman gerekir. Böylece bazen o kadar fazla salakça hareket yaptığını rahatlıkla görebilirsin.

    Kendine biraz zaman ayır ve yaptığın şeylerin mantık algoritmasını oluştur. Böylece eskiye dönmekten ve kafanda soru işaretleri oluşturmaktan, kendine hakim olamamaktan büyük ölçüde kurtulmuş olursun.

    YanıtlaSil
  2. tabi çok fazla tesadüf oluyor hayatta ama bazıları buna tesadüf diyor bazılarıysa mucize, fark burada...

    beni harekete geçiren konu ise; Kültigin'in ateist bir arkadaşla sohbetlerinden bahsederken "Abi sen geceleri hep bunu düşünüyorsun ama değil mi...Var mı yok mu...Senin aklın hep karışık bu konuda...Hep meşgul ediyor bir köşesini aklının. Eee, ne tartışıyorsun peki?" demesi. Çok mantıklı bir yaklaşım gibi geldi; çünkü ben oldukça inançlı bir ilkgençlik döneminden sonra ikilemlere düşmüştüm. İnanarak ise huzuru bulmak mümkün...
    Ve eğer yoksa da, yani ölürsek ve olmadığını 'görürsek' (ki bu mümkün değil aslında:)) boşuna inanmış olmayız!!! Çünkü dinsel öğretiler zarar değil fayda getiren öğretilerdir, uygulamalar da...

    İşte böyle...

    Aslında bu yazıyı daha çok Simon odaklı bir yazı olarak tasarlamıştım ama din konusu üzerinde durmuşsun :) Bazı şeyleri, geri dönüp eski yazılarımı gözden geçirdiğimde kronolojik sırasıyla anımsamak için bazı yazılardan eksik etmemek istiyorum...

    : )

    YanıtlaSil
  3. Niye kendine odaklı değilde birine odaklı yazılar? Hayır bu bencellik değil. Takıntı derecesinde birilerine takılıyorsun gibi gözüküyor

    YanıtlaSil
  4. Yo kendime odaklı. Kendi özleme duyguma odaklı. Simon da değer verdiğim biri olduğu için onu özleyeceğimi düşündüm o yüzden o şiiri yazdım... Neden taktığımı düşündün ki?

    İnsanlar yazdıklarında hep birilerinden bahsederler, bu da kendi iç serüvenlerinde ve hayat serüvenlerinde, ya da bir parçasında bu insanların o ya da bu şekilde önemli bir yer tutmasıyla alakalıdır.

    Doğrusu burada bu yorumu yapmana şaşırdım

    YanıtlaSil
  5. Sadece dışarıdaki görüntünün farklılığını dile getirmek istedim.

    Orion'u hatırladığını, Simon'u unutmayacağını yani olaylar kendi duygu selinden çok kişilere yönelik duygulardan ibaretler.

    Düşündüğünün aksine insanlar hep birilerinden bahsetmezler sadece bir şeylerden bahsederler. Bu kimi zaman yeni bir teknolojidir. Kimi zaman bir insanın kendi üzerinden salt şekilde hayatını atlatmaktır ve bu örnekler çoğaltılabilir.

    Tabi ki herşeyi yapmak senin seçimin ve burası senin kendini özgür hissettiğin bir alan ama dışarıdan bakabilmeyi başarabilirsen biraz nelerin etrafında dönüp durduğunu daha net görebilirsin.

    Umarım neyi yapmamanın iyi alabileceğini düşündüğümü açıklayabilmişimdir.

    YanıtlaSil